Sosyal Medya

Makale

ViyanaÂ’da bir kahpe

Ä°kinci Viyana bozgununun bir artçı depreminde “kara donlu kâfirler”e esir düşen TemeÅŸvarlı Osman AÄŸa, Viyana’daki esaret günlerini anlattığı hatıratında, orada tanıma bahtsızlığına erdiÄŸi ÅŸerefsiz bir hemÅŸiremizden de bahseder. Bir Türk kızı olarak esir düştüğü “kara donlu kâfirler”e meftun olup onlarla beraber ve hatta onlardan ziyade Türk’e düşmanlık eden bir mankurttur bu.

Ä°ÅŸi gücü, diÄŸer Türk esirlerin ‘açıklarını’ yakalayıp gâvur efendilerine ihbar etmektir; ‘Bunlar sizin aleyhinizde konuÅŸuyor, bunlar özgürlükten bahsediyor, bunlar kaçmaya hazırlanıyor; kesin cezalarını!’

Türklerin zincire vurulup işkenceden geçirilmesi için yanıp tutuşan bir kahpe.

Büyük kahpe.

Fethullah Gülen’lerin, Cem Özdemir’lerin siyasi anası.

***

Amerika BirleÅŸik Devletleri ve Avrupa’da Türkiye düşmanlığının bayraktarlığını Ermeni lobilerinden devraldılar…

Ä°slam dünyası düşmanlığında Ä°srail lobilerinin pabucunu dama attılar…

Gülenist hainler ve benzerleri, TemeÅŸvarlı Osman AÄŸa’nın bahsettiÄŸi o kahpe gibi, meftun oldukları emperyalistleri Türkiye’ye saldırtmak için yanıp tutuÅŸuyorlar.

Washington, Londra, Paris, Berlin veya Viyana’dan Türkiye’ye karşı bir ses yükselmesini saÄŸladıklarında öyle zevkleniyorlar ki, ağızlarından salyalar akıyor.

O ses ne kadar aşağılık olursa o kadar çok seviniyorlar.

Tatmin olamıyorlar ama.

Türkiye’ye ambargo ve dahî abluka uygulansa gene tatmin olamayacaklar.

Türkiye’de taÅŸ üstünde taÅŸ bırakmayacak emperyalist bir iÅŸgal harekâtı olacak ki nihayet tatmin olabilsinler.

Dünya tarihi, kahpeliğin böylesini yazmamıştır.

***

Ülkelerinde büyük bir zulme mi uğradılar ki böyle kin duyuyorlar ülkelerine?

Yok; bilakis kendileri zulmetti Türkiye’ye.

Zulümlerinden umduklarını elde edemedikleri ve zulümleri yanlarına kâr da kalmadığı için kudurdular.

Onların kahpeliklerini gördükçe, Evlad-ı Osman’ın asaleti gözümde her gün biraz daha büyüyor.

Asırlarca hizmet ettikleri vatanlarından sürülerek Avrupa ve Amerika gurbetinde sefalete terk edilen OsmanoÄŸulları, bu yaman mazlumiyetlerine raÄŸmen asla Türkiye’nin aleyhinde bulunmamış, “kara donlu kâfirler”e Türkiye aleyhinde malzeme vermekten ısrarla geri durmuÅŸlardır.   

‘Vatanımızdan sürüldük, periÅŸan edildik, ama ne olursa olsun baÄŸrımıza taÅŸ basmalıyız, memleketimize zarar vermek isteyen ecnebilerin kullanabileceÄŸi bir vasıta olmamalıyız, başımıza gelenlerin esas sorumlusunun Frenkler olduÄŸunu aklımızdan çıkarmamalıyız, onlara asla güvenmemeliyiz, bedenen iltica etmek mecburiyetinde kaldığımız Frenklere ruhen iltica etmemeliyiz’ diye sözleÅŸmiÅŸ gibiydiler.

***

Son Halife Abdülmecit Efendi, Sapanca’dan bindirildiÄŸi Avrupa treniyle sürgüne giderken, Türkiye hududu haricinde verdiÄŸi ilk beyanatta şöyle demiÅŸti:

“SöyleyeceÄŸim sözler milletin kararı karşısında mutavat etmekten ve talih ve kaderin cilvelerine göğüs gereceÄŸimi bildirmekten ibarettir. Millete daima duacıyım. Åžimdilik Ä°sviçre’ye gidiyoruz. Bilahare baÅŸka bir yerde ikamet etmek üzere karar vereceÄŸim. Ä°htirasa-ı ecnebiyyeye alet olmayacağım. Esasen yerli ve yabancı gazetecilere bir ÅŸey söylememeye karar verdiÄŸimden beni mazur görünüz. Bundan sonra sanayi-i nefiseye hasr-ı vücut edeceÄŸim.”

İşin püf noktası şu cümlede:

“Ä°htirasat-ı ecnebiyyeye alet olmayacağım.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.